Son yıllarda popülerleşen beslenme biçimlerinden bir tanesi olan ketojenik diyet, önceleri yalnızca bazı hastalıkların tedavisini destekleme amacıyla uygulanırken şimdilerde zayıflama amacıyla da uygulanmaya başlamıştır. Temel olarak diyetle alınan enerjinin besin ögelerine dağılımı diğer diyetlere oranla oldukça farklı olan ketojenik diyetlerde, karbonhidrat içeriği düşük, protein içeriği orta ve yağ içeriği ise oldukça yüksektir.
Bu bağlamda genellikle diyetlerde yer alan yasaklardan oluşan bir beslenme programı olan bu diyetler, bu nedenden dolayı da popülerliğini artırmıştır. Çok sayıda araştırmaya konu olmuş ve halen araştırılmaya devam edilen ketojenik beslenmenin bazı hastalıkların semptomlarının azaltılmasında kanıtlanmış etkileri bulunmaktadır.
Buna ek olarak zayıflama diyeti olarak da tercih edilen bu beslenme tarzının vücut üzerinde bazı zararlarının olduğu bilinmekte olup sürdürülebilirliği yüksek olmayan, uzun süre devam ettirilmesi mümkün olmayan bir beslenme biçimidir. Uygulaması oldukça zordur ve vücutta neden olabileceği olası zararlar nedeniyle bu diyeti uygulayan kişilerin sürekli olarak tıbbi takip altında olmaları gereklidir.
Ketojenik diyetin tarihçesi tarım devriminden yani milattan önce sekizinci bin yılda bazı tahılların ve hayvanların evcilleştirilmesinden öncesine dayanmaktır. O dönemde yabani meyvelere, bakaya ve tahıllara sadece kısa bir süre ulaşılmaktadır. Mecburen insanoğlu temelde yağ ve protein alarak besleniyordu. Kış döneminde nişastalı ve tatlı besinleri bol buldukları için bu dönemde şişmanladıkları, yağ depoladıkları iddia edilmiştir.
Ketojenik Diyet Türleri
- Standart
- Yüksek proteinli
- Döngüsel
- Hedefe yönelik ketojenik diyet olarak listelenebilir.
Standart ketojenik diyet
Standart Ketojenik Diyet “düşük korbondirat diyeti” olarakta adlandırılmaktadır. Standart keto tarzında genellikle düşük karbonhidrat, orta miktar protein ve çok yağlı bir beslenme programı sürdürülür. Diyetin %75’i yağ, %20’si protein, %5’i ise karbonhidrattır.
Keto diyet aslında epilepsi gibi nörolojik hastalıkların tedavisi için uygulanan bir diyet yaklaşımıdır. Yapılan araştırmalar epilepsi nöbetlerini büyük oranda azalma sağlayacağını göstermiştir. Nörolojik ve insüline bağlı hastalıklarda (PCOS, Parkinson, Epilepsi) kullanılması sağlık açısında fayda sağlayacağı yönünde çeşitli araştırmalar mevcuttur. Zayıflama üzerine de iyi etkilerinin olduğu ortaya çıkınca keto diyet son zomaların en popüler diyetlerinden olmuştur.
Zayıflamak için uzun süre bu diyeti yapmayı düşünüyorsanız diyetin zararlarını da bilmenizde fayda var.
- Çocuklarda büyümeyi yavaşlatmaktadır
- Böbrek taşı oluşma riski artmaktadır
- Diyete alışma sürecinde bazı belirtiler ortaya çıkar bu belirtilere halk arasında keto gribi denilmektedir.
- Bireyin kendini yorgun, enerjisiz hissetmesi
- Açlık hissi, sindirim rahatsızlıkları
- İdrar ve nefeste farklı koku
- Su ve mineral dengesinde değişim.
- Egzersiz performansı düşüklüğü görülmektedir.
Bu diyeti yapmadan önce 1-2 hafta karbonhidrat tüketimini azaltarak vücudunuzu alıştırmanızı öneririm. Tahıl ve meyvelerden alamadığınız vitamin ve mineraller için takviye kullanmalısınız.
Ketojenik diyette tüketilebilen besinler
Ketojenik diyetin yasaklarını özetlersek;
Tahıllar, beyaz şeker giren tüm ürünler, bazı nişastalı sebzeler (patates, havuç, turp, bezelye gibi), kurubaklagiller, laktoz içerdiği için süt, diyette meyve ise çok az oranda tüketilmelidir.