Vegan beslenme, ketojenik beslenme, protein odaklı beslenme, frutaryen beslenme ve çeşitli beslenme türleri…
Son yıllarda besin sektörünün endüstrileşmesiyle; paket gıdanın ve etik dışı üretimin artmasıyla insanlığın sağlıklı ve etik beslenme arayışları arttı. Bu sebeple sık sık yeni beslenme türleriyle karşılaşıyor ve her beslenmenin kendi içerisinde bir bilinçle var edildiğine şahit oluyoruz. Kimi zaman zayıflama kimi zaman sağlıklı yaşama kaygısıyla edinilen beslenme yöntemlerinin kimi zaman da hayvan hakları ve çevreye duyarlılık kaygısı güttüğünü görüyoruz.
Yeni nesil beslenme türlerinden biri de frutaryen beslenme. Bu beslenme türünde alışık olduğumuzun ötesinde bir çevre duyarlılığı söz konusu ve elbette ne kadar sağlıklı olduğu da tartışmalı.
Frutaryen Nedir? Frutaryen Beslenme Nedir?
Meyveciler olarak da adlandırabileceğimiz bu grup, veganlardan daha katı kurallara sahiptir. Hayvanları korumanın yanında, bitkilerin haklarını gözeterek, toplarken bitkiyi öldürmeyen meyve ve sebzeleri tüketirler. Bitkilerin haklarını gözetmek nedir derseniz, örneğin; havucun topraktan çekilirken zarar görebildiğini düşünüyorlar.
Frutaryen kelimesi, meyve anlamına gelen fruit kökünden türetilen bir kelime. Bu beslenme ise tamamen meyvelerle beslenmek anlamına geliyor. İşin bu kısmında pek şaşırtıcı bir şey olmasa da meyveci beslenmenin temelinde yatan bilinç oldukça şaşırtıcı.
Dünyada fruitarianism olarak anılan beslenme biçimine sahip meyveciler, sadece et ve et ürünlerinden, hayvanlardan elde edilen ya da hayvanlar üzerinde test edilerek hazırlanan ürünlerden uzak durmakla kalmıyor, aynı zamanda sebzeleri de hayatlarından çıkarıyorlar.
Son yıllarda vejetaryen beslenme ve vegan beslenme etikleri fazlasıyla görünür, duyulur oldu ve bu beslenme etiğine sahip kişiler hayvan haklarını korumak, hayvanlara yapılan eziyetleri azaltmak amacı güdüyor. Bir başka canlının ölümüne ve acı çekmesine karşı olan, onlarla avcı-av ilişkisi kurmaktansa dostluk ilişkisi kurmaktan yana olan veganlık ve vejetaryenlik bilincinin bir adım ötesi de frutaryen beslenme.
Frutaryen beslenme tıpkı vejetaryenler gibi et tüketmiyor, veganlar gibi hiçbir hayvansal gıdayı tüketmiyor. Ek olarak frutaryenizm akımına katılan kişiler sebze de tüketmiyor. Bunun sebebi ise sebzelerin koparılırken ve pişirilirken acı çekmesi.
Oldukça katı kuralları olan bu beslenme türünün yenilebilecekler listesi ise şöyle:
Frutaryen Beslenme Nasıl Yapılır?
Frutaryenizm akımında hayvanların ve sebzelerin düşünülürken meyvelerin düşünülmüyor olması sizi şaşırtabilir. Katı kuralları olan bu beslenme stilinde meyvelerin tüketilebiliyor olmasının da elbette bir sebebi var. Sebzelerin topraktan koparılırken acı çekmesi fakat meyvelerin kendiliğinden daldan kopuyor olması.
Bununla birlikte belirtmek gerekir ki sebzelerin acıyı hissedebildiği yalnızca frutaryenist bir düşünce değildir. Sinir yapısına ve damarlara sahip olan sebzelerin kötü etkiye maruz kaldıklarında acı hissettikleri bilim adamları tarafından da düşünülmektedir.
Peki bu acıyı meyveler hissetmiyor mu diyecek olursanız frutaryen yaklaşım bunu şu şekilde açıklıyor: Meyvelerin doğasında yetiştiği daldan kopmak, bırakılmak var ve bu onların doğal işleyişi. Bu işleyişe insanlar müdahale etmiyor ve meyveleri sebzeler gibi topraktan söküp almıyor. Hali hazırda düşecek, kopacak olan bir meyveyi yemeyi tercih ediyor.
Dalda yetişen tüm meyvelerin yanı sıra badem, ceviz, fındık, fıstık gibi kuruyemişler ve meyve çekirdekleri de meyvecilerin öğünlerine dahil edilebiliyor. Tüm bunların yanı sıra tüketilen gıdaların pişirilmemesi ve çiğ olarak tüketilmesi de frutaryen bilincin bir parçası. Bu beslenme bilinci doğadan gelene müdahalede bulunmamak, onu başkalaştırmamak ve doğayla uyumlu bir yaşam sürmek bilincine dayanıyor ve besinlerin pişirilmesini hoş karşılamıyor.
Frutaryen Beslenme Faydalı mı?
Bu yazımızda bu tür beslenmenin ne olduğunu ve neleri kapsadığını belirtmek istesek de frutaryen beslenmenin insan sağlığındaki etkilerini uzmanlardan öğrenmek çok daha doğru olacaktır.
Mineral ve vitamin yönünden oldukça zengin meyvelerin kalp, akciğer ve beyin sağlığını desteklediği, bağırsaklar için en iyi tercihlerden biri olduğu, antioksidan özellikleriyle kanserle mücadele ettiği bilinen bir gerçek. Fakat iç ve dış güzelliğimiz için sıklıkla tavsiye edilen meyvelerin tek yönlü bir beslenme türü olduğunda bedeni nasıl etkileyeceği hakkında tam anlamıyla bir açıklama bulunmuyor.
Meyvelerin omega ve protein gibi önemli besin değerlerinden yoksun olduğu biliniyor. Kuruyemişlerin içerisinde omega ve proteinin bulunduğu bilinse de insan bedeninin ihtiyaçlarını bütünüyle karşılayıp karşılamayacağı şüpheli.
Bu yakın dönemde tartışılmaya başlanan beslenme yöntemi, bu soruları ve şüpheleri akla getiriyor olsa da en doğru cevabın insan sağlığı konusunda eğitim almış ve uzmanlaşmış kişilerden elde edilebilir.