Eşim bana hep soğuktu
Eşim bana hep soğuktu
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandığımda hissettiklerim karmaşıktı. O gece yaşananlar zihnime yerleşmişti. Kayınpederimin yanımda oluşu, destek verişi… Boşanma sürecinin ilk sancılarını yaşarken, yanımda birinin varlığını hissetmek tuhaf bir teselli olmuştu. Günün ilerleyen saatlerinde, çocuklarla vakit geçirip biraz olsun düşüncelerimden uzaklaşmak istedim. Ama akşam olduğunda, yalnızlığım daha çok kendini hissettirdi. Eski düzenimi, eşimin varlığını düşündüm. Gözyaşlarım bir türlü durmuyordu. Bir yandan çocuklarımı düşündüm, bir yandan da artık tek başıma nasıl bir yol çizeceğimi bilememekten korkuyordum. Tam o sırada telefonum çaldı, arayan kayınpederimdi. "Bir şey lazım mı, nasılsın?" diye sordu. Sesindeki sıcaklık içime işledi. "Eğer zorlanıyorsan, çocuklarla ilgilenmen için yardım edebilirim," dedi. Sözlerinde, kaybettiğim güveni ve boşluğu doldurabilecek bir sıcaklık vardı. İsteğini geri çeviremedim ve kabul ettim. Ertesi gün iş çıkışı yanıma gelmeyi teklif etti, bu zor günlerimde bana destek olmak için burada olduğunu hissettirdi. Kayınpederim, akşam saatlerinde yine yanımdaydı. Çocuklarla oynaması, onları eğlendirmesi ve bana yardım etmesi, yorgunluğumu hafifletmişti. İçimde minnet duygusuyla ona baktım. "Sana bu süreçte olan desteklerin için gerçekten minnettarım," dedim. O da, "Biliyorum, zor bir süreç. Ama aile her şeydir. Seni yalnız bırakacak değilim," diye cevap verdi. Gecenin sonunda çocukları uyuttuktan sonra mutfakta çay içerken, hayatın bizi nasıl bu noktaya getirdiğini düşünüyorduk. Bu destek, bana hem yeni başlangıçlar için cesaret hem de kaybettiğim güven duygusunu tekrar kazandırdı.Günler, aylar geçti… Yalnızlığa alışmak hiç de kolay olmadı. Onun boşluğunu her yerde hissettim; evin sessizliğinde, çocukların yüzlerindeki masum gülümsemelerde, yalnız uyandığım sabahlarda… İlk başta onsuz geçen her gün bir sınav gibiydi. Onunla yaşadığımız her an, zihnimde yeniden ve yeniden canlanıyordu, sanki beynim bir türlü unutmam için beni ikna edemiyordu. Çocuklara olan sevgim, bana güç veren tek şeydi. Onların yanında güçlü olmaya, hayatımızdaki bu değişimi en az yarayla atlatmaları için elimden geleni yapmaya söz verdim. Ancak bazen o kadar zor oluyordu ki… Küçük bir şey bile bizi çok üzüyor, bazen bir eşyasını buluyorduk ya da ansızın çocuklar "Babamız nereye gitti, neden dönmüyor?" diye soruyorlardı. Böyle anlarda kalbim parçalanıyor, gözyaşlarımı zor tutuyordum. Onlara güven duygusunu yeniden kazandırmak için elimden geleni yapmaya devam ettim. Her şeyden önce onların güçlü kalması gerektiğini biliyordum. Bir süre sonra, kendime de bakmam gerektiğini fark ettim. Eşimi kaybettikten sonra kendime olan inancımı, kendimi sevmeyi ve ne kadar güçlü olabileceğimi unutmuştum. Arkadaşlarımla daha fazla vakit geçirmeye, yeni hobiler edinmeye başladım. Her gün küçük bir adım bile olsa, kendimi iyileştirmeye çalışıyordum. Yavaş yavaş, içimdeki bu boşluğu başka bir tür huzur kaplamaya başladı. Her kaybın bir kazancı olduğunu öğrendim; bu yaşananlardan sonra kendi değerimi, kendi gücümü yeniden keşfettim. Bir gün çocuklarla parkta otururken içimde uzun zamandır hissetmediğim bir hafiflik vardı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Hayat, tüm zorluklarına rağmen devam ediyordu ve ben de yeniden umut doluydum. Artık onsuzluğa alışmıştım, ama bu yalnızlık artık eskisi gibi acı vermiyordu. Tam tersine, bana kendimi bulmak için alan yaratmıştı. Her sabah, çocuklarıma bakarken sevgiyle doluyordum. Belki o eski hayallerim yıkılmıştı, ama şimdi yeni bir hayal inşa ediyordum; kendi ayakları üzerinde duran, güçlü bir kadın olmanın ve çocuklarımı sevgiyle büyütmenin hayali… Belki sevgi dolu bir hayat bir daha benimle olmazdı, ama kendime verdiğim değeri artık daha iyi biliyordum. Hayatın her yeni sabaha açılan kapılarından geçerken, geçmişin izlerini ve hatıralarını da yüreğimde saklayarak ilerlemeye başladım.