Yağ Çekme (Oil Pulling) Nedir?
Ağızda yağ çekme (Oil Pulling) son yıllarda, dünyada ve ülkemizde son derece popüler konulardan biri oldu
Ağızda yağ çekme (Oil Pulling) son yıllarda, dünyada ve ülkemizde son derece popüler konulardan biri oldu. Hatta bir dönem google aramalarında dahi üst sıralara yerleşirken, ünlülerin gösterdiği ilgi de bu popülariteyi arttırdı.
En temel tanımıyla Yağ çekme (Oil Pulling); doğal yağların, ağızda bir kaç dakika çalkalanarak, ağız içerisindeki bakterin yok edilmesidir. Yağ çekme sırasında ağız içi bakteriler bu yağa tutunur ve bir kaç dakika içerisinde oluşan, yağ- atık bakteri karışımı tükürülerek vücuttan atılır.
Oil Pulling'in Sözlük Anlamı Nedir?Oil Pulling, İngilizce bir kelime grubu olup Türkçe’ye direkt olarak çevrildiğinde “yağ çekme” anlamına geliyor. Kavramsal olarak ise ağza bir miktar yağ alınarak gargaraya benzer bir uygulama yapılmasını ifade ediyor. Bu bağlamda oil pulling’in tam karşılığını “ağza yağ çekme” olarak açıklamak mümkün.
Yağ Çekme (Oil Pulling) Nedir?Oil pulling (ağza yağ çekme), Ayurvedik bir tedavi biçimi olup geleneksel anlamda ağız hijyenini ve beden zindeliğini koruma amacını taşıyor. Söz konusu yöntem, Hindistan’ın kutsal alternatif tıp kitabı olan Ayurveda’da vücuttaki çeşitli sorunların giderilmesi amacıyla da öneriliyor. Buna göre ağza yağ çekme (oil pulling) yöntemi, metinlerde “Kavala Graha” ve “Gandusha” olmak üzere ikiye ayrılıyor. En temel haliyle;
Kavala Graha, az miktarda yağ ile diş ve diş eti temizleme amacıyla yapılıyor. Gandusha, ağız dolusu yağ ile uzun süreli gargara yapmayı ifade ediyor.Ancak her iki uygulamada da doğru kullanılabilmesi adına, bitkisel ve katkısız yağ çeşitlerinin tercih edilmesi büyük bir önem taşıyor.
Yağ Çekme Hangi Yağlarla Yapılır?Oil pulling (ağza yağ çekme), geleneksel olarak en çok şu bitkisel yağ çeşitleri ile yapılıyor:
Zeytinyağı, Ayçiçek yağı, Susam yağı ve Hindistan cevizi yağı…Bunlar arasında yer alan Hindistan cevizi yağı, içerdiği yağ asitleri, vitaminler ve mineraller itibarıyla en çok tercih edilen seçeneği oluşturuyor. Zeytinyağı ve susam yağı da güçlü etkiye sahip olmasına karşılık, Hindistan cevizi yağı katı formu dolayısıyla uygulama kolaylığı bakımından daha cazip bir seçenek sunuyor.
Ayrıca Hindistan cevizi yağının ağız kokusunu baskılama ve dokuların görünümünü güçlendirme gibi özellikleri, bu konuda bir adım daha öne çıkmasını sağlıyor. Organik ve soğuk sıkım Hindistan cevizi yağları, bileşenlerinin korunarak işlenmesi sayesinde tüm bu etkileri verimli bir şekilde görebilmek için en güçlü alternatifleri oluşturuyor!
Soğuk Sıkım Organik Hindistan Cevizi Yağının Özellikleri Nelerdir? GDO, böcek kovucu, zirai ilaç vb. kimyasal/yapay özellikler ya da kalıntılar içermeyen doğal bitkisel yağlardır. Yüzde 100 doğal koşullarda ve orijin coğrafyasında yetiştiği için yüksek değerlere sahiptir. Yağ elde etme süreci ısıl işlem, kimyasal ayrıştırıcı vb. riskli yöntemler kullanılmadan gerçekleştirilir. Koruyucu, renklendirici, aroma verici, kıvam artırıcı ve parlatıcı gibi yapay katkılar ilave edilmeden üretilir. Soğuk presleme makinelerinde sadece fiziksel işlemlerle süzüldükten sonra el değmeden paketlenir. Temiz üretim koşulları sayesinde Hindistan cevizi yağında doğal olarak bulunan antibakteriyel ve anti-enflamatuvar özellikleri koruyabilmektedir.Satın aldığınız ürünün tüm bu koşulları sağladığını bilmek oldukça önemlidir.
Yağ Çekme Nasıl Yapılır?Oil pulling (ağza yağ çekme) işlemi günün istenilen saatinde yapılabiliyor. Ancak bu uygulamanın özellikle de ağızdaki bakteri ve mikropların çok fazla olduğu sabah saatlerinde, aç karna yapılması öneriliyor. Hatta çok daha etkili sonuçlar için sabah su içmeden önce uygulanması tavsiye ediliyor.
Ayrıca kimi uzmanlar, oil pulling işleminden sonra yarım saat kadar hiçbir şey yenilip içilmemesi gerektiğini de söylüyor. Bu sayede yağın etkilerinin dokulara daha iyi işleyeceği belirtiliyor. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu ise oil pulling amacıyla kullanılan Hindistan cevizi yağının kesinlikle yutulmaması gerektiği... Aksi takdirde ağızdan yağa geçen olası zararlı mikroorganizmaların, yutak aracılığıyla sindirim organlarına ve oradan da diğer sistemlere taşınma riski bulunuyor.
Ağız Sağlığı ve Yağ ÇekmeAslında kökenleri binlerce yıl öncesine Ayurveda’ya dayanıyor. Geleneksel tıpta kendine yer bulan yağ çekme yöntemi, 90’lı yılların başında Rus Doktor Fedor Karach´ın çalışmalarıyla yeniden gündeme geldi. Astımdan eklem hastalıklarına, diş sağlığından bağışıklık sistemine kadar faydaları olduğu söylenen bu yöntem gerçekten şaşırtıcı sonuçlar veriyor mu tartışılır, çünkü günümüzde devam eden bilimsel araştırmalar henüz ortaya kesin sonuçlar koymuş değil. Ancak özellikle ağız sağlığı açısından değerlendirerek, uygulama biçimi ve olası ve araştırılmış faydaları üzerinde durabiliriz.
Öncelikle ağız sağlığınız, vücut sağlığınızın bir parçası olduğu için, sağlıksız dişler ve dişetleri, genel olarak bir uyarı niteliğindedir. Ağız, mikrop ve bakterilerin kan yoluyla vücudun diğer taraflarına dağıtımına yol açarken, kalbe ulaşan bakteriler, özellikle kalp ve kalp kapak hastalığı olan kişilerde, hasarlı bölgelerin iltihaplanmasına yol açabilir. İlerlemiş diş eti hastalıkları ve diş kayıpları, damar tıkanıklığı, felç ve bazı kalp hastalıklarıyla ilişkilendirilirken, Amerikan Kalp Birliği yaptığı bir çalışmada, yılda en az bir kere dişlerini temizleten kişilerin kalp krizi ve felç riskinin %20’ler oranında azaldığını göstermektedir.
Özellikle ileri seviyede periodontal hastalıklar veya diş eti iltihabı olan hastaların, kalp hastalıkları riskleri artarken, sadece yetersiz ağız için hijyeni de risk oluşmasına yol açar.
Diş ve diş eti sağlığınızı olduğu kadar vücut sağlığınızı korumak için atmanız gereken adımsa yeterli ağız bakımından geçiyor. Düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanma alışkanlığının yanı sıra en az senede bir veya iki kere dişlerinizi temizletmeniz, sağlıklı bir gülümseme ve nefese sahip olmanız kadar, kalp sağlığını korumaya da yardımcı olacaktır.