Hamilelik İle İlgili Yanlış Bilinenler

Halk arasında birçok farklı bilgi ile hamilelik hakkında doğru olarak bildiğimiz birçok yanlış bulunmakta

Halk arasında birçok farklı bilgi ile hamilelik hakkında doğru olarak bildiğimiz birçok yanlış bulunmakta. Hamilelik süresinden, bebeğin cinsiyetine, bebeğin sağlığına kadar bilimsel olmayan verilerin doğru olarak bilinmesi durumu ise bir hata. Kulaktan kulağa dolma bilgiler ile hamilelik sürecini yanlış bilgiler ile geçirmemek ve doğru olanı belirtmek adına bu yazımızda birçok detaya yer verdik. Hamilelikte doğru bilinen yanlışlar;

Anne adayına etrafındaki kişiler tarafından “sen 2 canlısın 2 Kişilik yemek yemelisin” diyenlere kesinlikle itimat etmemelisiniz. Hamilelikte doğru beslenmek, bebeğin ve annenin sağlığı için en önemli konulardan olmakta. Hamilelik boyunca annenin ortalama en az 9, en fazla 20 kilo alması gerekmekte. Tüketilen besinlerin kalitesi, besin değerleri ve vitamin değerleri oldukça önemli olup, yemek yeme düzeni kurulmalıdır. Fazla kilo almak gebelikten sonra annenin zayıflama sürecini uzatarak sağlığında değişiklikler getirebileceği gibi, anne karnında gelişen bebeğin de çok fazla kilo alması, doğumu zorlu hale getirebilir.

Hamilelik süresi boyunca, bebeğe zarar vereceği düşüncesiyle cinsel hayatı kısıtlamak ya da tamamen son vermek doğru değildir. Düzenli bir şekilde son güne kadar cinsel ilişkiye girmek mümkün. Ayrıcalıklı olarak nitelendirilen gebeliklerde bunlar;  düşük riski olanlar, fazla hareket etmemesi gereken gebelerdir. Bu tür gebeler doktoru tarafından verilen bilgiler doğrultusunda gerekli kısıtlamaya gidebilir. Bunun dışında normal süreçte gebelik yaşayanlar için, aksine cinsel hayatı düzenli hale getirmek, anne adayının hem psikolojik hem de bedensel olarak annelik sürecini desteklemektedir.

Hamilelikte mide bulantısı hormonların değişik yapıda çalışıyor olması kaynaklıdır. Belirli bir süre sonra da bebek karın içerisinde büyüdükçe anne fiziksel olarak etkilenir. Bu da mideye baskı yapılmasına sebep olur. Mide bulantılarını ve yanmalarını önlemenin en ideal yolu az ve sık bir şekilde yemek yiyor olmak. Doktor kontrolünde mide asiti düzenleyici ilaçlar kullanmaktadır.

Gebelik sürecinde yapılan yürüyüşler, yüzme ve diğer spor dallarından ağır olmayacak şekilde yapılan egzersizler, anne adayının doğum sürecini daha rahat bir şekilde geçirmelerini sağlıyor. Hareketin bereketine inanmak, gebelikte bebeğe zarar vermeyecek şekilde egzersizler yapmak, doğum sürecine sporla hazırlanmak ve doğum anını kolay atlatabilmek için oldukça güzel bir seçenek.

Ultrason görüntüsünde bebeğin cinsiyetini görebilmek mümkün. Eski zamanlarda “ Ye tatlıyı çıkar Hakkı’yı, ye ekşiyi çıkar Ayşe’yi” diyerek hamilelikte çok fazla tatlı aşerenler için erkek bebek beklediğine, tatlı aşerenler için ise kız bebek beklediğine inanılırdı.

Halk arasında bebeğin cinsiyetini tahmin etmek için anne karınlarının şekilleri de değerlendirilirdi. Hamile kadınların karın bölgelerinin dar ve öne doğru sivri olması ile erkek bebek beklediğine kanaat getirilirken, geniş ve yatık bir yapıya sahip olanlarda ise kız bebek beklediği söylenirdi. Bu durum annenin fiziksel yapısı ve bebeğin anne karnındaki yerleşime bağlı olup cinsiyeti ile ilgisi yoktur.

Kız bebek bekleyen anne adaylarının, hamilelikte güzelliklerinin alındığı, erkek bebek bekleyen annelerin güzelleştiği söylenerek bebek tahminleri yapılırdı.

Bu bilgilerin doğruluğunda hiçbir gerçeklik payı yoktur. Günümüzde bebeğin cinsiyetini hamileliğin 12. Haftası ile öğrenmek mümkün.

Bazı inanışlarda annenin yaşına ve doğum yapacağı seneye göre, hangi cinsiyette bebek doğuracağına yönelik bilgiler verilmekte. Bu durum tamamı ile yanlış olup, bebeğin cinsiyeti  hangi kromozomun anne rahminde döllendiği ile ilgilidir. Anne karnında döllenen yumurtanın kromozom belirleyicisi erkek kişidir. Hamile kalmadan bebeğin cinsiyetini belirlemek  sadece tüp bebek tedavisi ile mümkündür.  Tüp bebek tedavisinde dahi keyfi bir şekilde seçmek asla mümkün değildir, buna izin verilmemektedir.

Bu söylemler kulak vermemeli, anne adayı yeni doğan bebeğine odaklanmalıdır. Yeni doğum yapmış olan bir anneye bu tür söylemlerde bulunmak, psikolojik olarak negatife yönelik düşüncelere sahip olmasına, sütünün gerçekten geç geleceğine inanması ile sütun geç gelmesine sebep olabilmektedir. Doğum türü ne olursa olsun bebek doğduktan hemen sonra, emmeye başlayınca süt az az gelmeye başlar. Gelen süt bebeği doyurur. Anne sütünün miktarı ilerleyen günlerde daha yoğun hale gelir.

Normal doğum esnasında vajina içinin açılarak genişlemesi sonucu, vajinismus hastaları için vajinanın daha geniş olacağı ve sıkıntısının geçeceği yönündeki iddialar tamamı ile yanlış bir bilgidir.  Vajinismus kadının vajinasının darlığından değil, cinsel ilişki esnasında kendini kasması ve gevşeyememesi sebebinden ötürü yaşanır. Bu hastalıkla kadın cinsel ilişkiden keyif almaz, acılı bir duruma dönüşür. Bu tür hastaların normal doğum yapması durumu da oldukça zordur. Genellikle bu tür hastalarda normal doğum gerçekleştirilemez, sezaryen seçeneği tercih edilir.  Vajinismus hastalığında normal doğum yapmaya çalışarak, kişiyi zorlamak yanlıştır. Bu hastalığın farklı şekillerde tedavi yöntemleri mevcut olup, uzman hekimler tarafından destek alınmalıdır.

Yanlış bir bilgidir. Doğum şekli ne olursa olsun, yeme şekli, yaşam şekli doğru olmadığı taktirde, karın egzersizleri de yapılmadığı sürece o göbek her zaman orda durur ve zayıflamaz. Bunu doğuma bağlamak tam anlamı ile yanlış bir bilgidir.